Alpaslan Kuzucan |
Motosiklet yarışçılarını en azından televizyondan izlemişsinizdir. Pistte bedenleri ile birçok değişik hareket yapar gibi gözükmelerine rağmen sarkma, kapanma, açılma vs. dikkatle bakarsanız yarışçıların temel dört hareketi yapmakta olduğunu fark edersiniz. Düzlükler dahil. Öncelikle de bu hareketlere dönüşe başlamadan önce geçtiklerini görürüz. Hemde fark edilir derecede önceden geçerler. Ve bir harekete geçtikten sonra ona adeta kilitlenir ve hareket içinde tekrar hareket etmezler. Değişim tekrar başka bir pozisyona geçmeleri gerektiğinde yapılır. Yarışcılar adeta yatıt tankına yapışırlar çünkü dirseklerin bileklerden hafif aşağıda olması gerekir. Bu doğru pozisyonda olmanız için gereklidir. Tur motorları ve gezi motorlarında daha dik oturma imkânı vardır. Bir kere gerekli pozisyona geçip kendiniz ona kilitledikten sonra o pozisyonun gerektirdiği sürüş şartları içinde gerekli kontra hareketlerini pozisyon değiştirmeden ve kendinizi kasmadan yapabilirsiniz. Bu da sizin denge yada ağırlık ile süreç içinde uğraşmanıza gerek bırakmayarak tamamen sürüşe yoğunlaşmanıza izin verir.
Motosikleti döndürmek demek onu yatırmak demektir. Döneceğiniz yöne yatırmak. Bu sebeple sola yatmak için sol elcik ileri itilir, sağa yatmak içinde sağ elcik ileri itilir. Yada sola yatmak için sağ elcik geri çekilir ve sağa yatmak için sol elcik geri çekilir. İtme ve çekmeyi birlikte de yapabilirsiniz. Kendinize uygun geleni seçin. Bu itme ya da çekme hareketi yere paralel olmalı ve itmeler elciklere yukarıdan aşağıya doğru bir baskı şeklinde olmamalıdır. Motoru döndürmek için tek yol kontra basmaktır ancak beden pozisyonunuzunda yatış açınız üzerinde büyük etkisi olur. Bedenizi biraz sağa ya da sola kaydırarak şehir içi dönüşlerde ki kum, çakıl, yağ, buz vs. gibi olumsuz yüzey şartlarının üzerinden motoru fazla yatırmadan problemsiz dönüş yapabilirsiniz.
Aynı teknik MotoGP sürücülerinin motorlarını daha dik tutarak dönemeçleri daha hızlı almalarını sağlar. Sarkma tekniği sadece yarış içindir diye düşünenler aslında motorculuk temelini pek de anlamamış kişilerder. İşin espirisini özümseyememişlerdir çünkü onlar motorculuktan çok hava peşindedirler. Ama ne yaptıklarını ve neden yaptıklarını da pek bilmezler. Paraları çok herhalde. Onun içinde kursdan kursa koşarlar ama bazı şeyler kişide yoksa kurslar ne yapsın!
Kullandığınız motorun ağırlığı ile sürücüsünün ağırlığı da beden poazisyonunun motosikletin hareketleri üzerinde ciddi etkisi vardır. Hafif bir motorda ki daha ağır kiloda bir sürücünün beden pozisyonu sürüş üzerinde çok daha fazla etki yapacaktır. Tersi olarakta ağır bir motorda hafif bir sürücünün beden pozisyonunun etkisi ilk şıkka göre daha az olacaktır. Bilhassa scooterlerin hafif olması sizin beden pozisyonunuzun yatış açınızı azalmak yönündeki etkisi çok barizdir. Bu sebeple şehir içi sıkışık trafikde seri slalomlar yapan bir scooter gördüğünüzde altınızda RR var diye onunla dalaşmağa kalkmayın çünkü teknolojik olarak bu şartlar altında scooter sizden avantajlı durumdadır.
Kitaplar okumak, televizyonda sürüş yapanları izlemek faydalıdır ancak hiçbir şey fiilen yaşamanın yerini alamaz. İzlediğiniz hareketleri siz motor üzerine binip denemeye kalktığınızda işin içine psikolojik faktörler girer. Korkarsınız, kasılırsınız ayrıca beş duyunuzun çevrenizi algılama sürat ve intikalinde yetersizlikler görürsünüz ama bunlar bilinçli talimlerle zamanla yerine oturacaktır.
Sıfırdan bu işe gireceklerin abiye şovlar yapmayan ciddi kuruluşlardan temel motosiklet eğitimini alması şarttır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder